Babam diyor ki,
Bu yıl hava çok sıcak,
Temmuzda böyle ise,
Ağustos'ta ne olacak.
Gidenler görse bunu,
Elemden kahrolacak,
Doksanıncı yaşımda,
Hayatım mahvolacak.
Eskiden,
Doksan santim kar yağar,
Dereler çağlaya çağlaya akar,
Saçaklardan sarkan buzlar,
Bilmem kaç tane kafa yarardı.
Dengesini bozdunuz dünyanın,
Her şeye bir ilaç buldunuz,
Karıncalar, böcekler, kurbağalar,
Fareler, sinekler, otlar,
Leşe konan akbabalar,
Kaybolup yok oldular...
Nerden bilsin garibim,
Ozan tabakasını delmişiz,
Adaleti çiğ çiğ yemişiz,
Hukuku piç etmişiz,
Kul hakkı dememişiz,
Haram helal yemişiz,
Dünyanın ırzına geçip,
Nimet olarak tanrıdan,
Böyle güzel hediyeler,
Çalıp bulup gelmişiz.
Bağırıyor!
Haydi, yaylaya gidin,
Bu gün serinleyip gelin,
Benim içinde,
Bir tas su için,
Diyor demesine de...
Biz gene de,
Karasineğe kişt demeden,
Sivrisineği dinlemeden,
Otuz derecede yanar,
Sıcak alır, sıcak solur,
Alnımızda nem,
Sırtımızda ter,
Tembel tembel oturur,
Hımbıl hımbıl yatarız...
Yeni asrın yeni nesli,
Ondan Türkiye'm neşeli,
Ve hevesli....
Bulamazlar böylesini...
Hasan Arpacı,9.07.2016,Ortalıca,Tosya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder